Markalar dijital mecralardaki görünürlük avantajına aldanmamalı…
Sipariş teslimi için gittiği otelde piyano çalarak medyada büyük ilgi gören kuryenin çalıştığı firmayı gündeme getirmesi markanın görünürlüğünü de artırdı. Hikaye içeren öğelerin etkileşimli bağlantıyı hızlandırdığını belirten uzmanlar, paylaşımın bu sayede daha geniş kitlelere ulaştığını belirtiyor. Olayın re’sen hayatın doğal akışı içinde gerçekleşmesinin organik bir bağ olarak değerlendirilebileceğini vurgulayan Doç. Özge Uğurlu, “Görünürlük açısından avantaj sağlasa da markalar dijital platformlar aracılığıyla yaratılan bu izlenimlerin kendiliğinden ve kontrolsüz bir şekilde yayılmasına izin vermemeli” dedi. dedim.
Geçtiğimiz haftalarda Türkiye’de bir kuryenin kargo teslim ettiği yerde piyano çaldığı görüntüler gündeme gelmişti. Üsküdar Üniversitesi İrtibat Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölüm Başkanı Doç. Dr. Özge Uğurlu, bu peyzajın geniş kitlelere ulaşması ve organik bağlantı çalışmalarının etkisi hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Hikayesi olan öğeler geniş kitlelere ulaşır
Doç. Özge Uğurlu, genç kurye Can İncir’in Türkiye’deki görüntülerinin son haftalarda birçok kesim tarafından ilgiyle izlendiğini belirterek, hikayesi olan konuların marka bilinirliğine etkisine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“Siparişi teslim etmek için gittiği otelde piyano çalan Can İncir farklı hikayesiyle dikkat çekerken, gencin çalıştığı şirket bu haberlerle adından sıkça söz ettirdi. Söz konusu markanın görünürlüğünün özellikle sosyal medyada viral içeriklerden olumlu etkilendiğini söylemek mümkün. Günümüz sosyal medya kullanıcılarını dijital platformlarda kalmaya motive eden faktörlere baktığımızda paylaşılabilir ve hikayesi olan içerikler ön plana çıkıyor. Hikayesi olan öğeler etkileşimli iletişimi hızlandırır ve daha geniş kitlelere ulaşmak için paylaşım sağlar. Bu noktada duygusal bir bağ oluşturmak marka ve kullanıcı için son derece değerlidir. Bu gücün toplumsal duyarlılık, yeterli niyet ve dünyanın herhangi bir yerindeki birine fayda sağlayacak sosyal sorumluluk duygusuyla birleşmesi markaya her anlamda değer katar. Can İncir’in piyano çalan görüntülerini sosyal medya gündemine hızla bu nedenlere bağlamak mümkün.”
Organik temas olarak kabul edilebilir
Doç. Özge Uğurlu, “Bu durum kendi dinamikleri içinde riskler barındırsa da bu vaka çalışması olumlu bir sürece işaret ediyor. Aynı zamanda sosyal medyada kullanıcıların markalardan beklediği samimiyet, şeffaflık gibi özelliklere de katkı sağladığını söyleyebiliriz. Can İncir’e birçok ünlü ismin destek vermesi, markanın daha çok tekrarlanmasına ve tanınmasına fırsat yaratmasının yanı sıra, etkinliğin daha bilinen bir alana yerleşmesinin de önünü açtı. Tanınan bu alanda olumlu bir görüş hâkim gibi görünürken, bahise yönelik eleştiriler ise proaktif bir yaklaşımla hareket edilmesi gerektiğine işaret ediyor.” dedim.
Markalar kontrolsüz yayılmaya izin vermemeli
Doç. Özge Uğurlu, markaların dijital platformlar aracılığıyla oluşan ya da yaratılan bu izlenimlerin kontrolsüz bir şekilde yayılmasına izin vermemesi gerektiğini vurgulayarak, “Tüm bu gelişmeler marka görünürlüğü açısından bir avantaj sağlamış gibi görünse de önemli olan marka görünürlüğünün sağlanmasıdır. sürecin takip eden zaman diliminde doğru yönetimi, kontrolü ve sürekliliği.” dedim.
Dijitalleşme süreçleri dönüştürüyor
Doç. Özge Uğurlu, “Dijitalleşme her alanı olduğu gibi halkla ilişkiler faaliyetlerini tasarlama sürecini de dönüştürüyor. Bu süreç, özellikle sosyal medyanın bireylerin hayatında çok önemli bir yer tutması nedeniyle kurumların ve markaların önemsemesi gereken bir duruma işaret ediyor.” dedim.
Halkla ilişkiler faaliyetlerini etkileyen birçok unsur
Dijital platformlara özel olarak düşünülen bu yönetsel faaliyetin birçok dinamiği bünyesinde barındırdığını belirten Doç. Özge Uğurlu, “İçerik yönetiminden kullanılacak görsellerin seçimine, hedef kitleye iletilecek mesajların tonuna, samimiyetine ve diline kadar pek çok faktörün halkla bağları etkilediğini söylemek mümkün. dijital platformlarda yapılacak çalışmalar. Bu içeriklerin klasik kanallarla dengelenmesi, kurum veya markanın kimliğini, vizyonunu ve misyonunu pekiştirmesi elbette değerlidir. Her dijital platformun kendine has karakteristik yapısı, kullanıcısı ve kültürü olması, bu mecradaki içerik yönetiminin de farklılık gösterebileceği öngörüsüyle hareket etmeyi beraberinde getiriyor.”
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı